Asıl hikaye ikinci plana düştü
Uzunçorap
1.04.2017
İstanbullu Gelin
Bu bölümle birlikte İstanbullu Gelin'le vedalaşıyor olabilirim. Önceki yazımda hikaye ilgimi pek çekmiyor ama atmosfer süper ve diziyi takipte kalışımın baş sebebi, demiştim ama bu bölümde hikaye atmosferi yeterince destekleyemedi. Bu bölüm olan bitenler, ana hikayeden uzaklaştı, ana hikayeyi dağıttı. Dizinin adına, ana kahramanı Süreyya (Aslı Enver)'ya olan konsantrasyonu dağılmış gibi.
Detaylandırırsak, bu bölümde aralarının süper olmasına rağmen Faruk (Özcan Deniz) ve Süreyya ilişkisi geri planda kaldı. Ön plana Esma (İpek Bilgin)'nın üzerine koklanmış ikinci kadın (Reyhan - Semra Dinçer), intikam peşindeki gayrımeşru oğul ve onun entrikaları ve esas oğlanı unutamamış, yurt dşından çıkıp gelen acılı eski sevgili diziye çullandı.
Dört bölümdür yoldaşlık ettiğimiz ana hikaye evet süper merak uyandırıcı değilse de kendi içinde çatışmaları, gerilimleri, küçük durum hikayeleri olan hoş bir hikayeydi ve klostrofobik olmamayı becererek konağın ruhu içinde geçiyordu. Kayınvalide ile "gözde gelin" ittifakının, "öteki gelin"e cephesiyle, "Külkedisi" masalından da tatlar barındıracak otantik bir dizi olacak gibiydi. Şimdi galiba bu kısım senaryoda ağırlığını yitiriyor ve özellikle Faruk Boran'da cisimleşeceği belli olan bir düşmanlık hikayesi ağırlık kazanıyor.
Buna bağlı olarak bu bölümde olduğu gibi, Süreyya'nın hareket alanı Faruk'la romantik sahneleri ve biraz da Dilara'yla müzik okulu çalışmalarıyla sınırlı kalacaksa yani Süreyya dizinin ana ekseninde kalmayacaksa, dizinin adı "İstanbullu Gelin" olmak yerine "Bursalı Aile" falan olabilirdi. Evet, bir dizi ismi için pek de cazip olmadı. ;)
İpek'e gelirsek... İpek'in de hareket alanı sadece Esma Hanım ve Fikret'le daralmış durumda ve bu bölümde geri plandaydı. Bu bölümde hemen hiç yer almamasına rağmen Faruk'a olan ilgisi de bir tür Aşk-ı Memnu potansiyeli içeriyor. Faruk'un önceden beri bildiği bu ilgiden kurtulmak için yapacağı manevralar, hem onun hem İpek'in durumu hem Fikret'e hem Süreyya'ya hissettirmemek çabaları, İpek'in bir yandan Süreyya'yı kıskanıp ona kendini kötü hissettirmek için uğraşmaları da ilginç olacak gibiydi. Hala da olabilir. Çok geç değil.
Bu bölümün yürek hoplatan bir gelişmesi, İpek'le Fikret'in durumunu İpek'in annesi Kıymet'in, oradan da Esma'nın öğrenmesi oldu. Tırnak geçirilmiş çorap söküğü ya da acımadan itilmiş domino taşı gibi zincirileme bir öğrenme silsilesi. Bir yandan iyi oldu, gerçekler açığa çıktıkça insan ferahlıyor, fakat bir yandan da İpek Binbir Gece Masalları'nın Şehrazat'ı gibi Fikret'i kaç gece daha oyalayabilecekti, bunu görmek de eğlenceli olabilirdi. Bu hafta malum, senaryo yazarları biraraya gelmişler ve dizi sürelerinin kısalmasıyla ilgili taleplerini içeren bir bildiri yayınladılar. Gerçekten de şahsen izlemek de çok vakit alıyor dizileri, insanın bütün akşamı gidiyor. Tüketmek bile böyle zorken, üretmek kaç be kat zor, elbette. Dizi süreleri azalsa belki de tatlı minik ruhlu dizi olabilecek bu dizi, şimdi bu koşullarla intikamlar, eski sevgili klişeleriyle boğulmaya başlanıyor.
Bu hafta Kanal D "Bodrum Masalı"nın süresini azaltarak güzel bir adım attı. Kanal D daha önce de reyting sorunları olan "Ulan İstanbul"u internet ortamına taşıyarak bir cesaret ve önderlik örneği göstermişti. "Ulan İstanbul" yayın hayatına devam edemese de bu girişim sonuçta televizyon tarihine geçti. İnşallah Bodrum Masalı'nın süresinin kısalması, sektörde dönüştürü bir etki yaratır. Şahsen bu sekötrde çalışan bir sürü insan para kazansın, daha çok dizi ve hikaye alternatifi olsun, isteyen istediğini izlesin, alan mutlu veren mutlu, işini sevgiyle saygıyla yapan kimse boşta kalmasın isterim. Çeşitlilik, renklilik güzel şey.